1 ons= 1 ounce = 28.3495231 gram yani 1 ons altın = 28.3495231 gram altının değeri.

Bu ons Nasıl Alınır Peki?

Türkiyede Ons kullanımı yok,, gider gram altın alırsın...

altın söz konusu olduğunda 1 ons un karşılığı 31,1 gr'dır.

kıyısından belki. bence değil ama.

ima etmek de hakaret sayılır. yani "salak mısın" demek hakarettir mesela. yani siz de sizin söylemediğiniz ama söylenmiş bir piç sözünü kullanıyorsunuz. bence gg ve hatta hakaret.

sana piç desem hoşuna gider mi? yoksa yasal haklarını kullanabilir misin böyle dedim diye? sen karar ver.

dolu bkz oldugu icin bence gg değil.

buradaki piç babası belirsiz, orospu çocuğu anlamındaki piç değildir. hatta bu bir deyim dahi diyebiliriz. (bkz: köpekler istedi diye atlar ölmez )
daha çok maço kadına az değer veren, aldatan, ukala vs vs gibi anlamları var. bişey olmaz mahkemede ama, moderatör gözü bazen daha katı olabiliyor.

bırakın aslında öyle değil de bu demeyi falan. çıkın sokakta, ibrahim tatlıses ayarında bi abimize çok piç bi duruşun var diyin iltifat olarak. kimisi güler geçer, kimisi orada sizi hastanelik eder.

sözlükten sizin yerinize risk almasını da beklemeyin.

Repins
bunu nasıl dediğine bakarım. Eger "ne kadar piç adamsn kan ehehe" dersen güler geçerim. Ben salak mıyım ibrahim tatlıses e piç diyeyim?piç sözcüğü son on yılda kendi anlamından başka bir çok anlamı da yüklendi üzerine. Sana arkadaşın piç misin olm sen dese sen direkt mahkemeye mi gideceksin o zaman? Çok ilginç ya.

kimse senin niyetini bilemez. internet ortamındasın.

ibrahim tatlıses, sen öyle dedin diye seni çok sevebilir, samimi bulabilir, komik bulabilir. yine aynı ibo, bunu hakaret olarak sayabilir de. ekşi sözlük sizin yerinize risk almaz, sizin yerinize bedel ödemek istemez. hele ki bu tarz bi konuda. yani böyel bir şey beklemeniz bile hata.

herhangi bir ünlü için, siz hiç kimsesiniz. unutmayın. her gün tv'De görüyor olmamız bir şey değiştirmez kendilerini.

Niyet ile alakası yok bu durumun...artık neredeyse atasözü olmaya doğru hızlı adınlar atan bir söz ôbeğinden bahsediyiruz. Oradaki söz öbeğinde de piç sözcüğü anlam değiştiriyor olay bundan ibaret. Neyse anlaşamayacağız. Gazetecimsi ile sözlükten uçmuş biri olarak biraz fazla şey bekliyorum sanırım. Hem sorumluluk almıyorum ben kardeşim en kucuk bir seyi silerim de hem de yazılanlardan yazarlar sorumludur deyip herhangi bir şey olunca yazarının yanında durma. Sonra da sansür bantları filan...neyse teşekkur ederim cevap veren herkese.

ne ısıtacağız?

ısıtıcı dediğin nedir? kettle gibi bir şey mi yoksa güneş enerjisi gibi bir şey mi?

evde oturuyorum..evimi ısıtacağım..20 metre karelik bi salonu kullanacağım..elektrikli soba yani

ufo falan kullanabilirsin. soba kurabilirsin sıcacık olur hem ohh mis gibi de kokar o :)tüplü sobalar var sonracıııma elektrikli radyatörler var var oğlu var.

markası ufo olan ufolar bayağı verimli.
sivasta, eskişehirde okuyan arkadaşlarım var. bunu kullanıyorlar.

dvd'ye "dvd" olarak yazmak istiyorsunuz değil mi yanlış anlamadıysam. yani mov veya mp4 olursa zaten sorununuz kalmaz :)
dvd kural olarak 2 saat video alır. Sony DVD Architect Pro 5.0'de en fazla 9800 mbps video yapıyor. bu durumda ortalama 1.5 saatlik videodan 1 dvd yaparsanız tabii ki hd olmaz ama kalite de pek kötü olmaz. siz dvd authoring için hangi programı kullanıyorsunuz? bazen programlar da saçma sapan dahili codecler kullanıp boktan görüntüler çıkarabiliyor.

evet dvd ye dvd olarak yazmak istiyorum, final cut tan çıkışım zaten mov, blu ray de bir sorunum yok, 1.5 saatlik bir videonun ortalama büyüklüğü 20gb (kullanılan effecte göre büyüklük değişiyor) bunu dvd yaptığımda convert ediyor ve görüntü kalitesi çok kötü oluyor, toast titanium kullanıyorum dvd yazımı için

dvd'ye convert işlemini sanırım roxio'ya bırakıyorsunuz yanlış anlamadıysam. onu roxio ile değil (final cut bilgim yok) ancak demin yazdığım ayrı bir dvd authoring yazılımı ile yapın. eminim kalitesi fark edecektir bu convert işleminde.

başka bankadan hesabın varsa eft ile, eğer finansbankta hesabın varsa internet bankacılığından ödeyebilirsin.

Yani illaki internet şubesi olan bir bankada vadesiz hesabın olması lazım. Ya da Türkiyedeki Finansbank atmlerinden kartsız ödemesi lazım birinin.

Paypal olmaz

yok eksik söylemişim, parayı yurt dışından yatırıcam, Türkiye'deki bankalardaki hesabımlarımda hiç para yok. Parayı hesaba aktarsam 30€ kadar ücret kesiliyor.

iban numarası ile o parayı göndermen lazım, o da hemen olmuyor sanırım 1 haftada para türkiye hesabına geçiyor, ondan sonra tr deki hesabından ödeyecen

hesaba aktarırken swift işlemini kullanın ancak blokeli işlem yapın. 1-2 gün geç yatar ancak daha az işlem ücreti ödersiniz. bi de işlem ücretleri bankadan bankaya değişir. başka bankya da sorun. ben buradan 110.000$ için yapı krediden 1200 tl işlem ücreti almışken akbank 200 tl (hatta 185) dedi.

bence en kısa yolu internet bankacılığına açık ve paypal hesabınızdan para aktarabileceğiniz bir türkiye banka hesabı oluşturmak.

parayı şöyle kullanırsınız.
paypal -> hesap -> kredi kartı.

bilerek söylemiyorum ancak sanırım cookie ile ilgili bir işlem bu. cookie'de buna göre kayıt olursa kapatınca log out da olur. mail hesapları gibi. hani bu kendi pcniz ise burayı tikleyin falan yazar. siz de bu soruyu sormuş gibi "hayır bu public bir pc" şeklinde ayar yaparsanız pencere her kapandığında logout olur.

chrome'da gizli sekme açma özelliği var işini görür:
özelliğin anlatıldığı web sayfası: www.google.com


www.eksikolay.com

pencere kapanirsa sesid de gidiyor ki.

@narin23, bahsettiğiniz şey ile sorunumun alakası yok. :)

@artisnot, pencere kapanırsa gidiyor ama sekme kapanırsa gitmiyor. :/

twitter'daki o mention olayı olsa gerek.

o sanırım twitter'da olayı takip etmek için kullanılıyor. heştag haştag gibi bişey diyorlar ona.

(bkz: hashtag)

tagdef.com

bunu kullanın bu konuyu iyice yayalım demeye getiriyorlar. veya bunu kullanarak (arayarak) bu konu ile ilgili ayrıntı bulabilirsiniz demek oluyor.

formun örneği olsa daha rahat olur şu şekilde yazın
add1: ninja caddesi, ahmet efendi sokak
add2: hüsniye abla app 4/56 Maslak
ŞİŞLİ
country:Turkey

Ataturk Caddesi
Cumhuriyet Mahallesi
1978 Sokak
Tasgomlek Apartmani
Daire: 5
Suzelyali / Izmir / Turkey

Yani Turkey dışında heryer Türkçe olmalı. Çünkü diğer kısımları bizim PTTciler okuyacak.

turkce karakter kullanilmayacak adreste onu da ekleyeyim

Amerikan sisteminde adresler bizimkilere oranla kısacık olduğundan adres boşluğu da küçük oluyor. Mümkün olduğunca kısaltma kullanarak yazsın, noktalama ve Türkçe harf kullanmasın.

Ataturk Cd Cumhuriyet Mh
1978 Sk Tasgomlek Apt D5
Guzelyali/İzmir/Turkey

posta koduna pek önem verilmiyor bizim ülkemizde ama bence eklerseniz çok iyi olabilir :o)

Çok teşekkürler herkese. Son bir soru; hani bizde No: 16 Daire: 8 gibi oluyor ya, No'sunu nasıl yazacağım? Ya da yazmalı mıyım?

no: 6/6 apartman no/daire no şeklnde yazabilirsiniz

İstanbuldaki bir arkadaşının adresi.
cv'nde istanbul dışında bi şehre ait adres olursa direk eliyorlar genelde.

istanbul adresini yazman artı olur senin için.

İzmir adresini yazıp İstanbul'da (eğer o arkadaşında kalacaksan sürekli veya geçici) o adresi yazman en doğrusu olur. Böylece yarın görüşmeye gelin derlerse İzmir'deyim dediğinde ne iş demezler. İzmir'deyim ancak taşınıyorum/taşınacağım şeklinde bir durum yaşanır.

Bu benim kendi tercihim. Ben böyle yapmıştım.

istanbul adresini yazıp iş görüşmesine çağrıldığında şehir dışındayım 2-3 gün sonra gelebilirim diyebilirsin.

eğer işe girersen hemen taşınabileceğini düşünüyorsan direkt istanbul'daki adresi yaz, izmiri karıştırma. çağırdıkları zaman da magico'nun dediği gibi 1-2 sonra gelebilirim ancak dersin.

www.eksikolay.com

bacon sıcakken ya da en kötü ihtimalle ılıkken lezzetli oluyor.

o yüzden pek tavsiye etmem dolaptan çıkmış bacon ile yapacağın sandviçi.

baconu pastırma gibi at tavaya kendi yagında kızarsın 10 20 saniye direk at sandviçe cakabo dogru yardırmış.

pastırma gibi soğuk da yenmez. ama pişirip soğuk yersen bişi olmaz, en fazla çirkin olur.

bence önce bi dene soğuk yemeyi, denemeden bilemezsin.

epey yağlı bir şey olduğundan pişirdikten sonra soğuk yemeye kalkınca ince bir donmuş yağ tabakası olabiliyor üzerinde. tabi bunu lezzetli bulanlar da vardır belki :). ama donmuş yağı sevmem diyorsan yapma bence.

organ bağışı yapıyorsun, ehliyet alırken soruyorlar

ben smyrna'ya mesaj at bu konu hakkında o kendisini tıp fakültesine kadavra olarak bağışlamıştı yanılmıyorsam.

evet, ben smyrna'nın öyle bir yazısını görmüştüm bir yerlerde. yanılmıyorsam mersin tıp fakültesi'ne bağışlamıştı.

ayrıca organ bağışı da yapabilirsin.

teşekkürler ekaterina ve jangara hatırladığınız için.

evet organ bağışı da yaptım, kadavra bağışı da. organ bağışı sık sık yer değiştirse de il sağlık müdürlüğü veya devlet hastanelerinde kabul ediliyor. Ben 18'e girince (21 yıl önce!) İzmir il sağlık md'de yapmıştım. Sonra baktım elimde bir kart bile yok. 7-8 yıl önce mersin dev. hast. da tekrar bağışladım. (Anlayın ne kadar güzel kayıt tutuyorlar. Kimse demedi ki zaten bağışlamışsın diye)

Kadavra bağışını ise Mersin Tıp Fakültesi Anatomi Ana Bilim Dalı başkanlığına gidip oradaki bir formu doldurup -yanlış hatırlamıyorsam- iki şahit ile imzalayıp formu vererek yapmıştım. Ancak bunda şu var ki, oradaki öğretim görevlisi (doktor belki doç veya prof bilmiyorum) bana "maalesef bu imzalar olsa da biz cenaze evinden kadavrayı almakta zorlanıyoruz ve hayır dendiği zaman yapacak bir şey kalmıyor. demişti. Yani öldükten sonra aileniz bıtzıt ederse yine de ceset toprağa gidiyormuş. O nedenle şahitler falan olsa da ölüm gibi bir durumda ailenizin veya eşinizin (evlenince) de buna hazır ve kabul ediyor olması önemli. Siz yaşasın vücudum işe yarayacak derken ailenizdeki dini inancı fazla birisi "olmaaaaaaz" diyerek ortalığı karıştırıp sizin bütün planınızı altüst edebilir. Ancak dediğim gibi evrak işi çok kolay ve az. Benim teyzem de izmir'de ege üniversitesine bağışladı ve kimse bıtzıt edemesin diye bağış belgesini çerçeveletip oturma odasına astı :) (sanırım ben de bir çok huyumu ondan almışım!)

çok teşekkürler cevaplar için özellikle "ben smyrna". organ bağışını devlet hastahanesiyle uğraşmadan ehliyet alınca hallederim o zaman. çapa tıp yolumun üstü alır mı onlar? ne kadar sürer? kaçta gitmem lazım?

kararına karışmak istemem elbette, ama tıp fakültelerinin kimi(çok az bir kısmı) kadavra konusunda hiç bir sıkıntı yaşamazken, özellikle anadolu'daki bir çok fakülte eksiklik yaşıyor. kimi kadavralar senelerce kesile biçile, formaldehitle saklana saklana kadavralıktan da çıkıyor.

olayı nahoşlaştırdıysam kusura bakılmasın ama gerçek bu. hangi fakülteyi tercih edeceğin konusunda bu konuyu da araştırmanı öneririm.

ek olarak; henüz 18 yaşında böyle bir işe girişmen takdire şayan, tebrik ederim. ama yerinde olsam biraz daha beklerdim bu kararı resmileştirmek için. hayatın çok değişecek ilerde. kararın da değişebilir. bu ihtimali yabana atma diyorum, naçizane.

@jangara ya dövme filan olsa anlarım da kadavra bu ölene kadar beni etkileyecek bi karar almıyorum sonuçta öldükten sonra ceset bana ait olmaktan çıkıyor zaten bari bi işe yarasın. ihtiyacı olan(olabilecek diyim tabi eheh) fakülteyi bulduğum zaman oraya da gitmem gerekir sanırım imza vs. için burdan halledemez miyim?

ahmet.com alanadını almanız lazım.

ahmet.com domainini satın alıp artı bir hosting hesabı alarak kendi mailinizi kullanın.

ya da domain'inizde google apps kurulumu yapıp o domain ile gmail kullanın.

bazı domain sağlayıcılar (godaddy) alan adı ile bir veya birkaç mail hesabı da veriyor. hosting almanız şart değil yani. godaddy biraz karman çorman olsa da (tercübesiz iseniz kullanmanız zor olur) maili gayet güzel çalışmakta sorunsuz.

(bkz: skype) (bkz: voIP)

avea kullanmanı önermem. en temizi 50 kontorlük bir türk telekom kartını 4 tl ye almak ve ankesörlü telefonun yolunu tutmaktır.

@vejeteryan vampir
skype kullanamıyorum. :)

@arboga nehrinin kiyisinda uyuyan adam

o kontor ile tahminen kaç dakika konuşabiliriz?

ev telefonu düşündüğün kadar fazla yazmıyo.ben yaklaşık 5 er dakikadan ayda 2 kere isviçreyi arıyorum. yurt dışı aram ücretim 10 tl civarı gözüküyor faturada

numaranın başına bir şey ekleyip öyle arama zımbırtısı vardı. 1095ti galiba.

yaklaşık 6-7 dakika konuşursun.

www.1045.com.tr
ispanya cep değil sabit ararsan şehir içi ücreti ile aynı.
1045 Fiyatı Mevcut Operatör Fiyatı Avantajınız
İspanya - Mobil 0.4655 0.6940 32%
İspanya - Sabit 0.0800 0.1380 42%

poketalk.com derim baska bisey demem
arama kalitesi mukemmel, hem turkce destek te var

iyi biliriz.

ben varım. bi yamuğunu görmedim. internet şubesi çok kullanışlı geliyor bana.

bildiğiniz bonus. bi de total'de %5 indirimi var sürekli (bitmedi ise kampanya)
valla ben mil puanı olmayan karta kart demem. :)

tüketici hakem heyeti kararları satıcılar ve taraflarından birisi tüketici olan sözleşmeler için bağlayıcıdır .

sizin talebinize rağmen bu işlemi yapmaktan çekinemezler hakem heyetine veya ürünün fiyatı yasal sınırı geçtiyse direk tüketici mahkemesine şikayette bulunabilirsiniz .

tüketici hakem heyetine ve tüketici mahkemesine başvuru ve görülen davalar harçtan muaftır .

sözlükte bununla ilgili bir entry + yöntem gösteren bir blog sayfası vardı. bulursam link veririm.

(bkz: işletim sistemi iade etmek)
ben yaptim, oldu.

manyak bir sey, nasil olur da daha onceden haberim olmaz diye dusunuyorum...

bunu kurun sorun kalmaz.
goo.gl

o yama bi işe yaramazsa google yap. docx to doc converter yaz, bu tip çeviren siteler var. onlar da işini görür.

ms office takımını sil

open office org veya

libre office

ikisinden birisini yükle open office tavsiyemdir , ms office 2003 2007 2010 bunlar birbiriyle uyumlu değilken önerdiklerim hepsiyle uyumlu ayrıca .doc .docx uzantılı olarakta belgelerini kaydedebilirsin

open office de eskiden çok sorun yaşamıştım. hazırlıyorum sunumu, okula bir gidiyorum okuldaki bilgisyarlar desteklemiyor falan filan sunum yapıcam sınıfın ortasında afedersin hafif kalkmış çük misali kala kalmıştım, . az kaldı dersten kalıyordum. o nedenle tercih etmemeye çalışıyorum.

kullanırsınız her durumda. zaten 2 yıl garantileri var.

2 de kullanırsın 12 de

ya cok gariptir erken yatınca ben de uyanamıyorum. misal;
normalde en gec 11 30da uykum gelir yatarım sabah da 8de kalkarım. arasıra 10da uykum geliyo gidip yaptıyorum bu sefer de sabah 10da kalkıyorum :)
bu arada çalar saatin öttüğünde de mi kalkamıyorsun anlamadım?

@neira kalkıyorum da üstüme o an öyle bir tembellik geliyorki yataktan çıkamıyorum..

aynı sorundan aynı sayıda yıldır muzdaribim. çalar saati kapatıp tekrar yatıyorum. çözümü bence sorumluluk alacağın ve sabah erken kalkacağın bir işte çalışmak. üniversite bile çözüm değil yani...

alarm çalar çalmaz kendimi yataktan dışarı atarım. sonra da ne uyku kalır ne bişey :)

yatma :)

götünü kaldırıp kalkıcaksın o kadar. önerisi filan yok bu işin. her zaman sabah erken kalkmak zor. mecbur hissedince kalkarsın. o dersler o kadar önemli değil demek.

kan değerlerini bi ölçtür. demir eksikliği gibi kimi durumlarda yargunluk hissi hiç geçmez derler.

iş'e ithafen:
yeni işte ilk 1 ay, ondan sonra 10 gibi işte oluyorum hep. aynı sorun bende de var ve işle alakası yok

benzeri sorunlarla bayadır uğraşıyorum.

olası problemler eğer psikolojik değil ise uyku apnesi veya solunum ile ilgili bir sorun. uyanamıyorsan büyük ihtimal ile dinlendirici bir uyku uyuyamıyorsun.

en mantıklı ve hızlı çözüm.
1- kbb uzmanı ile görüşüp burnuna baktırmak.
2- bir uyku kliniğine giderek uyku testi yaptırmak.

bunlar dışında alacağın vitamin takviyesinden içeceğin ılık süte kadar herşey sadece birazcık etki eder ve geçici çözümler olur. 4 yıldır devam ediyor dediğine göre artık kesin çözümlere yönelmelisin. yoksa bir süre sonra psikolojini de etkilemeye başlar.

(bkz: #5900079)

video.mynet.com

yapmak için geç kaldınız. en geç haziran başına kadar toplanmış cevizlerden yapılır (bu yıl 5 kilo cevizden yaptım. bırakın mynet videolarını)
en az 10-15 gün su içinde suyunu günde 2 kez değiştirerek cevizlerin acısını almanız gerek. daha sonra en az 3 kez kaynatmanız gerekiyor. bu iki aşamada cevzileri soyan veya sıyıranlar var ancak bu sıyırma cevizi gevşetir. ben soymayı veya sıyırmayı önermiyorum. son olarak şeker tarçın karanfil içeren karışım ile bildiğiniz reçel gibi kaynatıp soğutacak ve kavanozlara koyacaksınız. püf noktaları bence tek: acısını almak. bu da sabırla suyu değiştirmek ile olur. çeşitli tarifler 1 hafta gibi kısa süreler öneriyor suda bekletme için. ancak eğer soyar veya sıyırırsanız bu olabilir. kabuklu iken bu mümkün değil. çok bekletmenin zararı olmaz.

antakya yöresinde kireçli suda da bekletirler. ancak bu da çok şart değil. genelde 1 gece bekletirler kireç kaymağında. ben sadece 1 saat bekletiyorum. çok bekletirseniz kabuğu "çıtır çıtır" olur. bunu seviyorsanız yapın. bana kalırsa gereksiz. (çıtır lezzeti sevmiyorum) 1 saat bekletmek en fazla dağılmasını önler. demin eksik yazmışım, bunu ilk kaynatma öncesi yapacaksınız.

evet geç kalınmış .cevaplar için teşekkürler. çok sabır ve emek gerektiren bir reçel türüymüş ama seneye haziran ayında deneyeceğim.

Hepsinde hatalısın, özellikle devlet "adamlarını" ve sanatçıları ilgilendiren başlıklara entry girerken dikkatli ol, bence bir hata daha yaparsan uçarsın.

gidip en dandik hata olan soru başlığa cevap girme hatasını yapmışsın, uçmaman mucize. modlog'da zaten işlemi yapan diye bir bölüm olması lazım, işlemi yapan mod'un nicki yazıyor.

düzeltemezsin, uslu bir çocuk olursan sanırım belli periyotlarda temizleniyor.

Ya o zaman edit imkanı versinler 1 saat içinde falan düzeltilsin. İnanılmaz saçma değil mi bu sistem?

özensiz başlık örneğin. boşluk bırakmadım diye history e girmiş.

herhalde 1 seneye kadar dayanamııcam son hatamda uçucam diye düşünüyorum ne yazarsam yazayım fark etmeyecek.

sözlükte yazı yazın, bakınız değil.
bakınız iki durumda vermenizin sakıncası yok.
1. gerçekten başlık yönlendirme. örnek: (bkz: zeynep özbatur atakan)
2. bir entry yazdın. içine konu ile ilgili başlıkları yazmak gerek. veya gerekli değil ama yazsan iyi olur. www.eksisozluk.com
bfik'in nesini anlamıyorsunuz? bakınız fasilitesi ile konuşmak. yani ona buna laf atmak. ona buna laf atmak istiyorsanız bir çok forum ve chat odası var. oradaya gidin, saçma sapan konuşan herkese lafınızı sokun. burada sadece yazın. yazı yazın. iyi kötü önemi yok. yazdıkça güzelleşir. güzelleşmese de sorun değil. herkesin ayrı bir yeteneği var. ben ömrüm boyunca müzik dersinden 1-2 alarak (10 üzerinden) "geçtim" asla flüt çalamadım. e şimdi müzik dinleme hakkım yok mu? var. ama zorla güzellik olmuyor işte.

adı üstünde "özensiz". fırsat verseler diyorsunuz, sistem zaten yazdığınız ve gördüğünüz anda kendi başlığınızı düzeltme fırsatı veriyor. ama siz yazdığınızı gözden geçirmezseniz ve "yolla" dedikten sonra yazdığınız başlığa bir göz atmazsanız (ki aslında önce bakmanız gerek ya neyse) doğal olarak yaptığınız iş "özensiz" olarak işaretlenecektir ki bu az bile bence.

bence nickinizden kıllanmak bir yana, "uçurmayalım" niyetiyle yaklaşmışlar.

(bkz: bfik) başlığında crown ve kimi raikkonen'in gayet açıklayıcı entryleri var. mayıs ayında bu hatayı yaptıktan sonra o yazıları okusaydınız 5 ay sonra yinelemezdiniz bence.

başlık açmadan önce bazı yazılışlara dikkat etmeniz gerekiyor. ekşisözlük, sözlükteki bir bot. başlık açarken arada boşluk bırakmazsanız tamamen hatalı başlık açmış oluyorsunuz. olay "alt tarafı bir boşluk"tan ibaret değil.
(bkz: ekşisözlük) (bkz: ekşi sözlük)

yazarların formatı öğrenmesi için çaylaklık döneminden geçmesi yeterli gelmiyor mu? bir de üzerine "hataları 1 saat içinde editleme imkanı" verilse ne değişecek? bu kez de "1 saat ne ya? şunu 1 gün yapın bari" diyeceksiniz.

format hatalarını sürdürmezseniz hiç bir şey olmaz. kalıcı da değil zaten o notlar.

bence sana torpil bile geçilmiş. tarihçeye bak vay be. e beceremiyorsanız yazmayı uçurmaları mantıklı değil mi?

Tamam vurmayın öldüm. Evet şimdi daha mantıklı geldi yapılanlar. Sanırım son hatamda uçucam, biraz zor olacak tutunabilmek.

Sanırım eski alışkanlıklardan kalma eskiden daha rahattık böyle değildi, bu kadar kasmıyordu şimdi fark edemiyor hatasını açıkcası ya da ben beceremiyorum bunu.

içeriği nedir, zararlı mı bilmiyorum ama arkadaşım kedisine, böyle katı bi macuna benzer bir şey yalatıyordu her gün azıcık. veteriner önermişti.

malt sanırım o macuna benzeyen şey. alıp kedinizin mamasına koyun, karıştırın (yaş mama daha iyi olur) ya da elinizle direkt ağzına sürün. o malt sayesinde kediniz tüylerini dışkıyla atacaktır. bize de veteriner önermişti, kedim henüz kusmadı 1 yıldır.

buna uygun mamalar var. onlardan kullanın bir süre. bi de evin önü orman ama orada kendine uygun bir şey bulamıyordur. hoş kedi çimleri de dandik oluyor ama denemekte yarar var.

malt macununu mamaya karıştırmaya lüzum yok. tüpü sıkın kedinin ağzına tutun bayıla bayıla yiyorlar. tadını çok seviyorlar. normal doz günde 1 cm. koruma dozuymuş. ama sizinki kusamadığına göre tedavi dozu lazım bir süre..yanılmıyorsam 3-4cm. di.. tüpte yazıyor zaten...

kedilerin tüylerini kusmadan dışarı atabilmeleri için satılan maltlar var. haftada 1 defa yediriliyor(veteriner tavsiyesi öyleydi). tatlı olduğu için seviyorlar zaten.

Bizim kullandığımız şu;

www.petalisveris.com.tr

bu maltları patilerine sürerek de yedirebilirsiniz, bilginiz olsun.

ya da koluna sureyim nasıl olsa yalanıyor :P

emin misin kusmaya çalıştığı şeyin tüy olduğuna? midesinden sıvılar çıkıyorsa tüyler de onunla çıkardı. başka bir sorunu olabilir.

tahmin ediyorum sadece. devamlı yalanıyo şapur şupur da ses çıkarıyo yani ben bu kadar yalansam tüysüz kalmıştım :) denicem şu macunu eğer derdi tüy ise iyi. maması da pahalı e kıçı da açıkta değil başka nesi olabilir bilmiyorum.

sirkeli suya yatırın. sonra blenderda nişasta ile karıştırın.

ya ne ilgisi var? cd mi bozuk cd-"rom" mu acaba? cdlerde çizik yoksa cdlerin okunmaması diye bir şey olmaz. yani "zaman geçtikçe üzerindekiler silikleşir ve okumaz" diye bir durum yok. cd rom cihazınız arızalıdır bence.

ben CDleri prille yıkıyorum elde, sonra güzelce durulayıp kuruluyorum. tozlanmış olabilir belki..

cd rom arızasıyla ilgili değil. aynı şey bende de var, ömrü bitiyor cd'lerin.

kesinlikle kolonya ya da alkol içeren bir madde.

demek ki soru soranları azarlayan tipler, herşeyi kendilerinin bildiği sanrılarından kurtulmalılar..

bilmediğim soruya cevap vermem. cd üzerinde çizik yoksa cdnin okumaması gibi bir durumda kusur öncelikle cd'de değil cd-rom'da aranmalı.

baskı cdlerin ömürleri (yani müzik cdleri gibi orijinal cdler) 50-200 yıl, cd-r ve cd-rw cdlerin ise 20-100 yıl arasıdır. 3-5 yılda bir cdnin bozulması (zaten bozuk değildi ise) cdyi aracınızın aynasına asmadıysanız pek mümkün değildir.

ayrıca cd üzerine alkol/kolonya sürerseniz cd üzerindeki plastik kaplama matlaşır ve cdrom'un okuyacağı varsa da okumaz. 3 kişi yıka dedi diye bunun doğru olduğu anlamına gelmez. bunun örneklerini duyuru içinde defalarca da gördük üstelik.
örneğin (bkz: kedi yıkamak) buna bir çok insan defalarca "bi kereden bir şey olmaz" diyerek ısrarla yıka diye cevap vermekle birlikte bunun hiç de doğru bir şey olmadığını anlatmak maalesef çok zordur. bakın bir çok insanın yanlış bildiği bir şeymiş değil mi?
(bkz: doğru sanılan yanlışlar)
cümleleri dikkatle okursanız azar ile gerçek arasındaki farkı da kolaylıkla görebilirsiniz.
ha evet çizik cdleri yıkamak, diş macunu ve hatta benim yaptığım gibi cif ile silmek iş görebilir. ama çizik olmayan bir cd önceden bozuk değildi ise, cdden çok cdrom'da sorunu araştırmak daha mantıklı olur.

adam niye okumuyor sizce dememiş, cdlerle ilgili öneri sitemiş. blendarda nişasta ile karıştırın sirkeli suya yatırın filan atarlarıyla nereye varacaksınız anlamıyorum.

defalarca da kolonya fıslattım ve çalıştırdım cdlerimi. demek ki neymiş, siz de doğru bilmiyor olabilirmişsiniz.

atar dediğiniz şeye şaka denir. siz şakadan anlamıyorsanız o benim kabahatim değil. kolonya fıslatıp cdyi okutmuş olabilirsiniz. ama o kolonya kuruduğunda o cdden bir daha hayır gelmez. matlaşır. isterseniz o cdlerinize tekrar bir göz atın.

ben atarı o şekilde kullanmıyorum bilmek isterseniz. bu duyuru ilk değil milleti terslediğiniz. sizi ikna etmek mümkün gibi görünmüyor ama üzgünüm defalarca da çalıştı o müzik cdlerim..

2) 3 gb ramin ne kadarını kullanıyorsun? 3 gbyi geçtiğin oluyor mu? task manager dan bi bak ona göre al. boşuna para harcama. standart kullanarak 3gb yi geçmek o kadar da kolay değil.

ayrıca 6 gb ramin olduğunda kullanabilmen için 64 bit işletim sistemi kurmak zorundasın.

3) evet

3) HAYIR. ram slotu laptop'un altından kullanıcının erişebileceği bir yerde olur ve garantiyi etkilemez. lütfen yanlış bilgilendirmeyelim.

2) işletim sisteminin 64 bit olması gerek. evet ufak bir performans artışı olur, verecek paran varsa ver.

3. hayır. laptoplarda ram hdd ve hatta bazen cpu kısmı ana kasadan ayrı açılabilir ve değiştirilebilir. amacı da hem upgrade hem temizlik (cpu için) o yüzden sorun olmaz.
4. 6 gb ram değil ama 4 gb yaparsan windows 7 ultimate ile de kullanabilirsin. 64 bit ile uğraşmadan.

etik değil tabiiki.ben zaten şikayet etmedim baktım geçtim mesela.

etik olmaz, facebookta bi profili sırf şikayet geldi diye silmez.

o tarz duyurular siliniyor zaten. onu da silmiştim tekrar mı açmış?

o kişiye ben mesaj ile de dedim ki "bi kere fb'a kimlik bilgileriniz ile mesaj tmanız yeterli sahte profil için" diye. ayrıca sahte dediği profil de sahte ise bile içinde yüzden fazla foto vardı ve bana sahte gibi gelmiyor, bence siz bir şeyler çeviriyorsunuz dedim. o kişi de "orijinalini de göndereblirim isterseniz" dedi ama göndermedi nedense.
evet bence de doğru bir şey değil ve siz de dahil herkes duyuruları şikayet edebilir. ve silinir.

galadnikov evet ikinci kez açmıştı. o noldu bilmiyorum.

hangi dilde?

mesela:

showmedo.com

videolu dersle programlama dili öğrenilmez. iyi C öğrenmek istiyorsanız c primer plus, çok iyi öğrenmek istiyorsanız k&r okumanızı tavsiye ederim.

c dilinde

youtube'da var. ararsan mutlaka bulursun.

bence hangi dil derken ingilizce mi türkçe mi demek istiyor.

hahah c dilinde demiş.

www.cdcovers.cc

google a albümü görsellerde aratıyorum, daha sonra Pc ye kayıt ediyorum. ordan da itunes a aktarıyorum.

winamp'ta parçanın üstünde alt+3 yapınca çıkan pencerede 'resim' diye bir tab var.

alırsın çok rahat. 36lık filmi kristal'e bırakıyordum ben sabah, öğle dershaneden çıktığımda hazır oluyordu.

normalde sadece banyo edilecek ise yapılacak işlem taş çatlasın yarım saat sürer.

çok rahat alırsın. söyleyip not aldır şu saatte alıncak diye.o satte başka işlerde varsa en fazla 1 saat içinde çıkar ama yoksa sallayabilirler başka işlerde gelsinde hepsini birlikte yapalım diye.

banyo 15-20 dakika baskı 20 dakika toplam 30-40 dk

garanti internetten alışverişlerde biraz para kesiyor onun dışında kendi kartınla alıp adresi kardeşinin gösterebilirsin, yaptık oldu fln hatta sorun olmuo.

oluyor. kartlarda genelde %0,4 komisyon oluyor. çok değil yani. ancak bankanın kuru üzerinden ödeme yaparsınız ki bu da komisyondan daha pahalıya gelebilir bazen.

alacağınız hiçbir netbook dediklerinizi yaparken kilitlenmez. eşim atom n270 işlemcili kullanıyor. ben bazen onda video render yapıyorken nette dolaşıyorum. müzik de açık oluyor. şimdiki yeni atom işlemciler çok daha güçlü. istediğiniz netbook'u alın. sorun yaşamazsınız.

bütçen varsa asus lamborghinilere bakabilirsin, çift çekirdekliler işini görür rahatça. 1knın üstünde fiyatı var tabi.

Benim iki sene önce aldığım lg x120 netbookum bu dediklernizi yapıyor 500 lira fiyatı da bu ara . Anneme de aldık geçenlerde ama onunki yavaş baya. Bendeki xp yüklü sanırım ondan daha hızlı benimkisi. Onunki 7 mi vista mı nedir değişik bi şey. Xp yüklü almanzı tavsiye ederim.

hp mini 2140 lar isinizi gorur.

fiyatı "1k" nın (ne demekse) üstünde bir netbooka para vermenize gerek yok. goo.gl asus eee pc'nin herhangi bir modelini almanız işinizi çok rahatlıkla görür. bütçeniz daha az ise samsung veya lg'lere bakmanız daha iyi olur. onlar %15-20 daha ucuz olabiliyor. asus bu işin en iyilerinden. hp'de olabilir ama hp'nin pclerine hiç bir zaman ısınmadım ve genelde daha pahalıdır zaten. asus lamborghini gibi tamamen tasarım için para alınan bir pcye para vermektense pcnin hard diskini söker yerine ssd takarsınız mis gibi olur. yani iphone'unuz varsa ve bunu kullanmaktan çok göstermeyi seviyorsanız buyrun asus lamborghini'a "1 k"dan fazla para ödeyin. ama alacağınız her netbook (bakın hepsi diyorum) söylediklerinizi sorunsuz yapar. yeni işlemcilerin tek farkı önceki bahsettiğim işleri daha rahat yapabiliyor olması. bi de tabi hd video desteği.

arkadaşıma amd c60 işlemcili 11.6" ekranlı netbook aldık. Teknosada var. Markasını acer dı galia.

veri diski olarak yazdırırsın fakat arabada falan çalmaz.pc de kullabilirsin

Formatfactory, Total Video Converter gibi bir çevirme programıyla rahatlıkla istediğiniz formata çevirebilirsiniz.

anlatamadım sanırım.

bildiğimiz dvd yapmak istiyorum ama takınca attığım mp3 ler çalacak dvd çalarda

neyse gidip normak cd alayim bari

dvd'lerin "track" şeklinde audio desteği yoktur. data olarak yani için 500-60 adet mp3 koyup kaydedebilirsiniz. aracınız dvd destekliyorsa kullanabilirsiniz. yoksa işe yaramaz.

nero da var panpa yav. dvd menuye gir mp3 disk diyor.

bryan, o data oluyor yine de. sadece mp3'leri bi analiz ediyor peak'larını falan ayarlıyor. başka bişey yapmıyor. yani track yapmıyor.

nero audio dvd ile yazılmış ve (iso tabi) magic iso ile açılmış bir dvd image'ı
i.imgur.com

makinen ne . ben mediamarktdan sony aldım. çok memnunum. (amatör işler için) video tripod olduğu için yatay hareketi çok iyi (pan) kesinlikle öneririm. bimekstekini aldıktan sonra görmüştüm. çok hafif. o yüzden en açık halinde çok titriyor. (makine 550d) sony sadece açık havada bazen titriyor. bak şu videoyu sony ile çektim. (tam açık hali ile)
ayperiugur.com

mm da tek model var. istersen yarın yazarım modelini. netten inceleme videosu izlersin. evde değilim.
2.yi alma.
bu arada sony 179 tl idi.manfrottoların 250den başladığını göz önüne alırsak :)

duyuruya 2 saattir giremiyorum :S..

video güzelmiş.:) ama ben fotoğraf makinesi değil 34 cm boyunda ve tripod kullanmayı gerektiren dev bir dürbün için alacağım tripodu; www.hizlial.com
aslında fotoğraf makinesi için aldığım sanılacak diye bir yandan şüpheye düştüm ama sadece bu ucuz amatör tripodların kalitesi hakkında yorum alabilmek için sordum. boyum da 1.80 olunca, 10 cm çok önemli midir tripodlarda falan gibisinden bir sorayım dedim...

dediğin sony'nin boyu kaç cm bir de 3 yönde hareket imkanı var mı?

hahahahahhaha dogru anladıysam subwoofer in kablosunu mu kestiniz yani +1 i :D kullandıgın ses kartının veya hoparlorün pc icin yazılımı vardır ordan ayarlayabilirsin ama subwoofer ı kapatan bi ayar olacagını sanmıyorum 5.1 yerine 2+1 4+1 gibi ayar yapabilirsin ama.

subwoofer değil, küçük hoparlörlerden bir tanesinde de var ses ayar düğmesi. o olmasa çekeyim kablosunu hallolsun iş de o olunca olmuyor. ses kartı veya hoparlörün yazılımı yok, mesele o.

sesi sonuna kadar açıp (veyAa biraz az) ses ayarını windowstan yapın?

it's not a bug it's a feature diyeyim compumaster yerine. çünkü bu sitede herkes türkçe harf kullanamıyor diye düşündüğünü varsayıyorum.

bağıntılı dışındakileri de denedim, yine tavşanlar, tavlalar, tav ile başlayıp çeşitli şekillerde devam eden bilumum kelimeyi getirdi.

feature ise kötü olmuş. türkçe karakter kullanmayan adam, yerine türkçe olmayanını koyuyor. yani tavşan demek isteyip türkçe klavyesi olmayan adam tavsan diyor. madem ş basamadım o halde hiç yazmayayım diye düşünüp tavan demiyor.

(git: 308828) aha bu geliyor mesela tava diye aratınca. ne alaka derseniz, soruda "ona bile tavım" demiş arkadaş. çok alakalı tava ile.

yani ben yine aradığımı bulamıyorum ki hoca. tava diyorum, 150 tane şey çıkıyor 1-2 tanesinin içinde tava geçiyor sadece.

ya da galiba bir kullanma kılavuzuna ihtiyacımız var. sadece "tava" kelimesini aratmak için başka bir query yazmalıyım, tırnak içine falan almalıyım bilemiyorum.

goo.gl

urban dictionary. her zaman iş görür.

bilgisayara yükleme derken? zaten pcdeki bir şarkıyı açıp bölüyorsunuz. audacity sony vegas soundbooth gibi ses işleyebilen yazılımlar ile 1-2 dakikalık iş.

isterseniz link ve süreleri verin. yapayım size. uğraşmayın.

audacity.sourceforge.net
kullanımı çok basit işinizi görecektir.

google amcadan mp3cut olarak aratırsan trilyon program çıkar karşına. o şekilde halledersin işini.

virtual dj ile hallet

goldwave bu isin kralidir.

prille pırıl pırıl pırıl
veya yağ
veya lastik cilası (otocularda var bi ton)

bu işi görecek kimyasallar var ve heryerde satılıyor ama arap sabunu da bir yöntem.

arap sabunu surerseniz piril piril parliyor.

(bkz: arap sabunu)

sırasıyla, (kısa yolu da var da anlatmak daha zor)
-denetim masası,
-görev çubuğu ve başlat menüsü (seç)
-açılan pencerede,
--görev çubuğu görünümü seçenekleri çıkıyor (ultimate'de 3 seçenek var) buradakilerden üstteki ve alttaki tikli olsun.
muhtemelen düzelir. xp'de "always on top" vardı ama şimdi yok :) ben de şimdi buralara gelince farkettim. düzelmezse bilemedim.

10 tlye bir kart okuyucu alın. sorun kalmaz. ayrıca çok ilginç gerçekten yok. abd'den aldıysanız diye düşünerek fujifilmusa'da aradım orada da çıkmadı. Goldlarda flan var sanırım. türkiyedeki fuji'den isterseniz ücreti ile gönderirler.

bende ona şaşkınım ve daha 4-5 ay oldu olmadı cihazı alalı eski bi cihaz olsa neyse dicem de... Olmadı kart okuyucuyla idare etcem sanırım bu gidişle.

franchise olayını bizle değil, firmayla konuşman lazım. o fiyatı onlar belirler.

master franchisee olmak çok masraflıdır. çok da kuralları olur bilginiz olsun. çok yüksek satış hedefleri, ileri dönük reklam projeleri taahhütleri, mağaza sayısı hedefleri (sadece hedef verilmesi sorun değil elbette ama hedefe ulaşamadığınızda cezalar tazminatlar)
çok büyük bir yanılgı da kendi beğendiğiniz bir markanın potansiyeli olabileceği düşüncesidir. bunu sadece piyasa araştırmaları marka bilinirlik araştıramaları ile öğrenebilirsiniz. sizin maddi geliriniz ve çevrenizdeki insanlar bunu (örneğin) londra'ya her gittiklerinde alıyorlardır. ancak burada etiler dışında bir mağaza açıp 3 ay sonra kapatmak zorunda kalabilirsiniz.

nerede? web siteniz mi var? linki nerede gizlemek istiyorsunuz? sözlükte? mailde? web sitenizde? evinizde? bahçede? mutfakta? banyoda?

url shortener ile oluyor bu, bit.ly en popülerleri

www.burakyilmaz.gen.tr

burakylmz.com
burakyz.com

burakyilmaz.me

şaşmaz

brkylmz.org
brkylmz.net

gen.tr'ye karşı biraz önyargılıyım, hoş durmuyor sanki...

burakylmz'nin de söylenişi zor gibi..

burakyilmaz.me fena değil ama 60 tl, normal domain'in 5 katı fiyatı var :)

brkylmz.net fena durmuyor..

şimdiye kadar yazan herkese teşekkürler... ama yeni önerilere açığım...

beklemedeyim... bu gece bitirelim bu işi :)

www.burakyilm.az

sananelazim.org

www.ihs.com.tr

Ya İHS'yi -alan adı tescili için- pek tavsiye etmiyorlar ama?.. Benim de var birkaç alan adı orada. Hosting falan da lazım olacak yakında. Alan adı tescili ve hosting için ben de tavsiye istiyorum. Teşekkürler...

gkg.net sözlük de orada (domain) host ise, ben memnunum sizi bilemem.

Sihir Hosting?

www.netinternet.com.tr

turhost kullanıyorum ben. bir kaç küçük konu dışında memnunum. müşteri hizmetleri çok iyi.

hayatı göz doktorlarında geçen birisi olarak snellen'in bir yazı tipi olduğunu düşünmüyorum. hatta benim gördüğüm bir çok chart arial kıvamında fontlar kullanılıyor. ayrıca okuma yazma bilmeyenler için (mesela çocuklar) bu chart bildiğiniz gibi E'nin çeşitli yönlere bakan hali ile de oluyor ve o daima arial (veya benzeri) oluyor.
sorunuzun cevabı ise yok bildiğim. ancak bir çok bu ve buna benzer halka açık metinde çoğu zaman göz yanılmalarını azaltmak için sans-serif fontlar kullanılıyor.

sans serif açıklamalarında sanki beni desteklemişler :) serifsiz fontlar daha zor okunsa da kısa metinlerde sans serif uzun metinlerde serif fontlar daha iyidir diyor.

bus led display diye bir şey buldum (buna benzer bir sürü font var gerçi)

ihtimal azalırdı.

süresi uzardı.

mutfağında aşırı nem var çay kettle yemek bi şeyler kaynarken kesinlikle camı açık bırakın eğer aspirator yoksa kettledan filan çıkan buharların kesinlikle direk temas etmemesini sağlayın kavanozlara kavanozlar ısıyı anında üzerine alıp tekrar içindeki malzemeden ısı çekerek soğuyacaktır içindeki nem her daim bakliyatın dış yüzzeyinde buharlaşmasını sağlayacaktır aslında en güvenli çözüm dışı vernikli tahta kaplardır olmadı kaliteli yoğurt kutularında saklayın onların kapakları çok güzel

monitör üzerindeki tuşlardan menüye gir. orada ekranı üstten yandan falan daraltma, genişletme vardır. oradan istediğin şekilde ayarlayabilirsin.

ayarlarla uğraşma. auto diye bir şey olacak. onu seç (lcd ise) otomatik ayarlar. crt ise manuele devam.

altec lansing bir hoparlör markası. yani pcnin içinde dandik iki tane hop. değil iki adet (belki twitter'larla birlikte 4) hoparlör var ha haberin olsun demek oluyor. yani senin alacağın hop. 'un o durum ile bağlantısı yok. ayrıca bi de 3d sb pro uyumlu 16 bit ses kartı da varmış. yani senin laptop ses açısından "iyi" bir pc imiş. o yazanlar bunun reklamı. o nedenle sen ne alırsan al önemi yok. paran yettiği kadar bir şeyler al. çok önemi yok. ses çıkışı tabi bir derece daha iyi olacaktır sb pro uyumlu kart ile..

vatandaki şey bence iyi. daha çok para bağlamaya gerek yok. ancak ses ayarı (bakmadım) sub'da olmasın. bu sefer onu da masa üstüne koymak zorunda kalırsın. en önemlisi bu. ona dikkat etsen yeter.

www.hepsiburada.com görünüşün önemi yoksa bende senin istediğin var bu linktekini de bi yakınım kullanıyor sanki creativ daha temiz ses verio

313 tür o rukayka 323ü sataamazlar o paraa

bimdeki ile bunun ilgisi yok, bimdeki şu LOGITECH S220 2+1 goo.gl

Eski araclarla ilgiliyimdir. 1970 model arac kullanırım kalitesinden aldığım haz müthiştir. Bu tip araçlar eğer bu işe ilgiliysen alınır. Yok sadece binerim diyorsan uğraşamazsın emin ol. Araba 1975 model şusuna busuna bak demek manasız olur. Bu soruyu soruyorsan da bu tıp araclara ilgisizsindir. Spesifik bir soru sorsaydın anlardım merakını

valla 3.000 tl'ye al gitsin :) dizel hem. tabi motor daha önemli su giren yerlerden bence. pimp my ride geldi aklıma. al kafana göre yenile. ama motor sağlam olsun ki gitsin. al eline slikon kapat bozuk yerleri üstünü de fosforla boya. :) sonra satabilir misin? valla her malın alıcısı vardır. en azından aldığın fiyata satarsın. abd'de böyle arabalar tonla. öğrenci arabası. gidiyor mu gidiyor. :)

Ya benim derdim çalışıp hareket etmesi, aslında renault12 toros bakıyordum ama, aynı fiyata bunu görünce dur ulan dedim, bunu alayım o zaman belki.

Camı kırılsın poşet yapıştırıp kullanmaya devam ederim modunda biriyim. çürükmüş, kırıkmış mühim değil.

o zaman motora dikkat. dizel daha masraflı derler ama ben anlamam. bilen birisi ile git.

bunlar ugrasması cok keyifli araçlardır.ben rehabilitasyon gozuyle bakarım.hatta elimdeki aracı bitirdiğimde bir tane bu kasanın coupesinden yapmayı dusunuyorum.
sanayi menemeni yemeye meraklı bir bunye olman lazım:)

ama aracı bu dizel az yakar butun işimi gorur diye alacaksan bence alma.ben hem gezerim hem ugrasırım araba neymis gercekten ogrenirim diye dusunuyorsan al.ustundeki curukler muhim degil.bende bile o kadar curuk var.motorlarının bakımı kolaydır çok pahalıya çıkmaz.tamircine goturur baktırırsın.genel bir baksın bide tamircine abi bunun beli kırık olabilir mi diye sor ona baksınlar.en onemlisi o.

sadece bineceksin. alma o zaman. yerli mallarına yönel.

dostum araç demişsin ama üzülerek söylüyorum ki bu hurda. tamamiyle baştan yenileme amacın varsa al. ama tamamiyle baştan yenilemek için bile sakat bir araba gibi duruyor.

çalışıyormuş, sağa sola gidip geliyorum diyor adam?

Bu araba da sağa sola gidip gelir panpa
englishrussia.com

bu araç resmen lego gibi toplanmış. bence fabrika çıkışında üzerinde olan ve şu anda da üzerinde olan veya ilk günkü kondisyonunda olan tek bir parçası dahi olmayabilir.

çevren yoksa, mekanikten anlamıyorsan, araştırmayı, parça toplamayı sevmiyorsan, vaktini bu araca ayıramayacaksan alınmaz.

şahsi fikrim ben bir araç toplayacak olsam 3000 liralık her yeri sorunlu bir araç yerine. üzerine daha en baştan 3-5 birşey koyar. temiz bakılmış orjinalliği korunmuş bi araç alırdım.

Abi ikinci el aldıktan sonra 2000 liradan 30.000 liraya kadar araçların ne farkı var ki, hangisini alsan sanayiden çıkmayacak. Benim bütçem 2000 liraydı, onu zorlayarak 1000 lira artırdım ki buna verilecek ek 1000 lira bana göre çöpe gidiyor. bunu almazsam bunu alacam;

www.sahibinden.com

bütün 2ci el araçları aynı kefeye koymak nasıl bi mantık ben anlamadım.
ikinci el alırken 2000 liralık araç ile 30.000 liralık araç arasında dağlar kadar fark var.

şu anda 12.000 - 15.000 tl üzeri satın alıp sadece periyodik bakımlarını yaparak uzun yıllar binebileceğiniz sayısız araç var. yani her ikinci el araç sanayiden çıkamayacak diye birşey yok.

bu tip eski araçların sıkıntıları çoktur. artık yaşı 30a gelmiş. ne zaman neresinden ne çıkacağını asla bilemezsiniz. bunu uzun yıllardır otomobil ve motosiklet piyasasının içinde olan biri olarak söylüyorum.

siz 3000 liraya alırsınız almazsınız kimse buna birşey diyemez ancak benim gözümde bu araca yapılacak yatırım ölü yatırımdır.

orjinal motorla 4 milyon küsür kilometre giden bir örneğinin olduğu rivayetleri olan bir araç bu 240d. ama eski dizeller malum kamyon gibi. diğer yandan kızartma yağıyla bile çalışan temiz ve bakımlı ise kolayına problem çıkartmayan araçlar. w114-w115 en sevdiğim kasalardan biri ama ben benzinli bir 230.6 yı tercih ederim. görece temiz bir aracı ustama gösterdikten sonra gözüm kapalı alabilirim. parçaları sanılanın aksine bol ve gayet uygun fiyatlı. uygun dediğim şahin röno gibi olmasa da , rutin değişecek parçalar haricindeki parçaları kolayına bozulmuyor.

goo.gl çok iş görür.

ayrıca bir psikiyatrist veya psikolog ile görüşmenizi öneririm.

Evde hiç yoksa 35-40 bin liralık elektronik ve müzik aleti var en nefret ettiğim şey toz, istediğin kadar üstünü ört aletlerin gene bi yerden birer bu b.klar..

bende senin gibi neredeyse her gün siliyorum, bi ara statik sıvı lar bişiler denedim toz tutmasın diye tok bi işe yaramadı..

not: psikolojilik bişi yok malı olan ve malına değer veren her kişi tozdan nefret eder, toz elektroniğin düşmanıdır..

ben smyrna ; neden bir doktorla görüşmemi öneriyorsunuz?

bi bilgi vermek isterim. amerika'da annem ziyarete geldiğinde "nasıl bi yer burası hiç tozlanmıyor ev" derdi. gerçekten de temizlik uzun süre giderdi. burda bi hafta toz almayın, tv sehpasında beyaz bi katman göze çarpar.

ayrıca yağmurlu havada beyaz spor ayakkabıyla dolaşın gelin, hiç kirlenmemiş olurdu. sanırım biraz da doğa ve kentleşme şekliyle alakalıç

toz dediğimiz şeyler aslında doğada 0,2 micronla gözle görülecek boyutlara kadar olan partiküllerdir. yer tabakasındaki maddelerin(toprak, kil vs.) ufak ayrışmalar sonucu ortaya çıkmasıdır. rüzgarla taşındığı gibi, havada asılıda kalır ve gözlede görünmez. örneğin insan terlediğinde bu partiküller vücuda yapışır ve insan kiri meydana çıkar.

bunu anca kapalı bir mekanda önleyebilirsiniz. örneğin otomobil boyama, lastik endüstrisinde kullanılan mekanlar filtreleme ve havalandırma ile toz sıfır derecesine indirilir.

"not: psikolojilik bişi yok malı olan ve malına değer veren her kişi tozdan nefret eder, toz elektroniğin düşmanıdır.. "

35-40.000 tl'lik malınız varsa eve antistatik yer kaplaması, antistatik toz toplayıcı ve çeşitli filtreler de alabilirsiniz herhalde. 40.000 tl'lik elektronik cihazı olup her gün el ile toz almak size özgü sanırım.

ayrıca evet toz elektronik cihazların düşmanıdır. ama aynı zamanda consumer electronics denilen elektronik cihazlar bir çok diğer evsel sıkıntı yanında toza karşı da olduça dayanıklıdır. 25-30 yıl hiç açılıp temizlenmeden kullanılan bir tv (ki biliyorsunuz toz mıknatısı gibidir tv) bozulmadan çalışabilir. çünkü ev içinde oluşan toz bu cihaza zarar vermez. toz daha çok mekanik aksamı olan (mesela fanları olan) cihazlar için kötüdür.
siz 8-9000 tl'ye satılan bir tv'nin kullanma kılavuzunda hiç "tozlanmaya karşı 3 ayda bir içini açıp temizleyin" veya "tozlanmadan korumak için mutlaka antistatik toz savar cihaz alıp tv'ye 1 metre uzağa yerleştirin" diye bir cümle gördünüz mü? evet tozdan koruyun yazar ancak bu amerikalıların mikrodalga fırında kedinizi kurutmayın yazan kılavuzları gibi, bir önlem bir uyarıdır.
bunun yanında küçük bir hesap yaptım da evinizde 40.000 tl lik ne var diye? malınızı sorgulamak değil elbette derdim. ama 40.000 tl elektroniğe harcayabiliyorsanız (ki ... neyse) bence dediğim gibi antistatik yer kaplaması ve toz engelleyici cihazlar (datacenterları inceleyin) almanın zamanı gelmiş olabilir. tabi dediğim gibi bu cihazlar sadece tv home theater vb ise hâlâ gerekli olmadığına inanıyorum. ha evinizde bir elektron mikroskobu veya (ki fiyatı daha yüksektir ama,) bir ultrasound cihazı falan varsa tozdan arındırılmış bir oda sizi daha çok rahatlatır. ancak bildiğiniz gibi ultrasound cihazları çoğu zaman hastanelerde bir çok insanın girip çıktığı odalarda kullanılır. yani tozdan arındırma onlar için de gerekli değil.
müzik aletlerinizi de eminim koruma ve temizlemenin uygun yolları vardır ki en güzel kullanmadığınız zaman çantasına/kutusuna koymak olabilir bu. benim çellist bir arkadaşım var ve evinde enstrumanlarını hiç bir zaman ortada görmedim. demek isteyince oluyor.
evimde içini temizlediğim tek cihazım doğal olarak pc. masaüstü bir cihaz ve en fazla 3 ayda bir açar sadece 40 tlye aldığım kompresör ile içini temizlerim balkonda. bu güne kadar da toz nedeni ile bozulan ne pc ne de başka cihazım oldu.

neden psikolog?
çünkü temizlik bir takıntıdır. toz almak gibi basit bir eylem ile başlar veya başlayabilir sonra kendinizi elinizi günde en az 30 kez yıkıyor bulabilirsiniz. buna başlangıçtan tedbir alıp bir kontrol edilmekten zarar gelmez. sonraki süreç daha acılı ve zordur çünkü.

ben smyrna ; tekrar teşekkür ederim ayrıntılı açıklama yapmışsın çok işime yaradı.
tabi işime yaradı derken;sadece meraktı sorumun nedeni takıntılı biri değilim çok değerli,tozdan bile sakınacağım elektronik aksam sahibi de değilim.Merak güzel şey değil mi ? bilgi paylaşımına çoğu zaman bir merak sebep olur :)

gsmarena

gsmarena'da radar tipi grafik yok ki?

ama yine de gsmarena candir:))

www.phonegg.com imiş,
ilgilenenlere teşekkür ederim.

o kilitleri timeline üzerindeki asma kilit'e basarak kaldırabilirsin. özel olarak kilitli olduğu yazmayan bütün "şablon"lar değiştirilebilir.

İşime Yarıyacak bi template Nerden Bulabilirm peki?

www.templatemonster.com